Çok genel bir kavram olan “Piyasa”nın, finansal açıdan basit bir tanımını yapmamız gerekecek olursa, alıcılar ve satıcıların, sürekli bir iletişim halinde para ve değerli evrak değiş tokuşu gerçekleştirdiği çeşitli platformlardan söz edebiliriz. Mevcut arz ve talebin fiziksel ya da dijital ortamlarda yapılan birtakım işlemlere dönüştüğü borsalar, bu tip platformların güzel bir örneğidir.
Piyasalar, temelde reel(gerçek) ve finansal piyasalar olmak üzere ikiye ayrılır. Reel piyasalarda mal ve hizmet arz – talebi söz konusuyken, bu yazının konusu olan finansal piyasalarda alıp satılan değerler daha çok kıymetli evraklardır. Yazının geri kalan bölümlerinde, konuyla ilgilenenler için bir giriş niteliği taşıması adına, finansal piyasalara biraz daha yakından göz atacağız.
Finansal Piyasa Nedir?
Finansal piyasalar, mali varlıkların, bir diğer deyişle kıymetli evrak niteliği taşıyan belgelerin alınıp satıldığı platformlara denir. Bu platformlarda; belli başlı idari ve hukuki kurallar dahilinde, bu evrakları arz edenler, talep edenler, ve düzenleyici kurumlar bir araya gelir. Biraz daha açmak gerekecek olursa, tasarruf fazlası olanlar yani arz sahipleri ile borca ihtiyacı olanlar arasında, aracı kuruluşlar aracılığı ile fon transferi gerçekleşir. Her ülkede, finansal piyasa sistemini kontrol eden ve düzenleyen bir kuruluş bulunur. Türkiye’de bu kuruluş SPK’dır(Sermaye Piyasası Kurulu).
Küçük ve büyük yatırımcıların kazanç sağladığı, aynı zamanda gelişmek isteyen şirketlerin de döner ve duran varlık yatırımları için gerekli kaynakları karşıladığı bu piyasaları, para piyasası ve sermaye piyasası olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Para Piyasası
Mali piyasanın alt piyasaları şeklinde düşünülebilecek olan para piyasaları, kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılandığı piyasalar olarak tanımlanabilir. Bu tip piyasaların öne çıkan özelliği, genelde bir seneyi aşmayan kısa vadeli fonlardan oluşmalarıdır. Kısa vadeli likidite fazlası olanlar ile likidite açığı olanları karşı karşıya getiren para piyasaları üzerinden sağlanan fonlar, işletmelerin dönen varlıklarını finanse etmek amacı ile değerlendirilir.
Türkiye’de, çalışma biçimleri ve işlem hacimleri değişen üç para piyasası mevcuttur:
- Merkez Bankası Piyasası
- Bankalararası Piyasa
- Takasbank Piyasası
Para piyasalarına konu olan araçları ise, şu şekilde sıralayabiliriz:
- Hazine Bonosu
- Banka Bonoları
- Repo/Ters Repo
- Finansman Bonosu
- Banka Garantili Bonolar
Sermaye Piyasası
Sermaye piyasalarında ise, bir yıldan daha uzun bir vadeye sahip olan finansal varlıklar işlem görür. Bu piyasalardan sağlanan krediler, daha çok işletmelerin bina, makine, araç – gereç gibi belli başlı duran varlıklarını finanse etmek amacıyla kullanılır. Para piyasasında olduğu gibi, bu piyasalarda da kaynaklar tasarruf sahiplerinin birikimleridir. Sermaye piyasasında, fon sahipleri belgeleri ilk ihraçtan veya ikinci el olarak satın alabilirler. Bu da “Birincil Piyasa” ve “İkincil Piyasa” dediğimiz iki temel grubu doğurur:
Birincil Piyasa: İlk defa piyasada dolaşıma çıkan menkul kıymetler, bu piyasalarda işlem görür. Birincil piyasalarda, menkul kıymet ihracı yapan firmalar ile fon fazlasına sahip olan bir aracı vasıtası ile, ya da doğrudan bir araya gelebilirler.
İkincil Piyasa: İkincil piyasa, daha önce de alımı – satımı yapılmış değerlerin işleme alındığı piyasalara denir. Menkul kıymetlerin likiditesini artıran ikincil piyasa, bu sayede birincil piyasa için de talep yaratır ve onun da gelişmesine katkıda bulunur.
Sermaye piyasası araçları da şu şekilde sıralanabilir:
- Pay Senetleri
- Devlet Tahvilleri
- Yatırım Fonu Katılım Payları
- Özel Sektör Tahvilleri
- Katılma İntifa Senedi
- Gelir Ortaklığı Senedi
- Kâr – Zarar Ortaklığı Belgeleri
- Gayrimenkul sertifikası
- Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler
- Eurobond